Markafoni.com un kurucusu Tolga Tatari e-pazarlama dersimizin bu haftaki konuk konuşmacısıydı.
Kendisi sadece markafoni.com un kurucusu değil aynı zamanda misspera.com, zizigo.com ve hepimizin bildiği grupfoni.com'un da kurucu ortaklarından.
Bilgi Üniversitesi mezunu olan Tolga Bey ailesinin de girişimci bir yönünün olması nedeniyle erken yaşta iş hayatına atılıyor. Bu konuda dersimize katılan diğer konuşmacılardan daha şanslı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Çok fazla girişim deneyimleri geçirmiş olan Tolga Tatari, kapattığı işleri başarısızlık olarak görmediğini söylüyor. İlk olarak kurduğu sitelerden biri sosyal paylaşımcı yönü ağır basan evlilik.com.
Markafoni.com dan bahsetmek gerekirse, ilk günlerinde 4 adet sipariş alan site günümüz itibariyle 35.000 sipariş alıyor ve şirketin 1000 den fazla çalışanı bulunuyor. Türkiye'den kurulduktan1 sene sonra Avustralya'da açılıyor ve şu anda Yunanistan, Ukrayna'ya da çalışmalarına devam ediyor. 1100 tane marka ile iş yapıyorlar.
Müşteri memnuniyetini ön planda tutuyorlar ve bunun için de görsellik en önemli faktörlerden. Daha iyi bir hizmet sunabilmek için prodüksiyon ekipleri 85 kişi, 17 fotoğraf stüdyosu ve bir o kadar da manken bu işin içinde yer alıyor.
Tolga Tatari'nin girişimcilik ile ilgili verdiği çok net önerileri var;
İlk olmanın önemli bir nokta olduğunu vurguluyor. Yaptıkları işler için cesur olmanın gerektiğini çünkü sadece bir iş değil bir sektör yaratıldığını anlatıyor. Girişimi kurmak için çok çalışmak ve çok hevesli olmak gerekiyor, örnek vermek gerekirse; markafoni.com'un ilk yatırımcısı Skype, Facebook, Xing gibi sitelerin de ilk yatırımcısı olan Klaus Hommels. Tolga Bey, Hommels ile yediği bir yemekte çok fazla yatırım aldığını anlatıyor ve bunun sebebini Hommels'ın gözlerindeki ışıktan etkilenmesine bağlıyor. Zaten çok çalışabilmek için işe kendini adamak ve hevesli olmak gerekiyor. Değişik bir çalışma ortamı yaratılmış, bu tamamen kendi tercihinden kaynaklanan bir durum ama tanıdığı, sevdiği kişilerle çalışmanın işe çok iyi etkisi olduğunu savunuyor Tolga Tatari.
Tüm bunlardan bağımsız olarak, günümüzde her konuşmacının da üstünden durduğu gibi internet satışları toplam perakende nin yalnızca %3 ünü oluşturuyor. Toplam 40 milyon internet kullanıcısının %10'nundan daha azı internetten alışveriş yapıyor. Oldukça büyümeye açık bir ortam, gelişime açık bir sektör ancak günümüzdeki durumu bu, araştırmalar sonucunda kişilerin en fazla 2.2 üyeliğe açık oldukları ortaya çıkıyor.
Bu ortamda, göze almak gereken riskler olsa da gelecek vaad eden gerçeklerden kaçınmak mümkün değil.
Cansu Öcal
E-pazarlama - Girişimcilik
8 Mayıs 2012 Salı
16 Nisan 2012 Pazartesi
Sporx ve Maksimum İletişim Hizmetleri A.Ş.
Kurucu ortak ve genel müdür İlkan Gökyılmaz bu haftaki konuşmacıydı.
Öncelikle sitesinden bahsetmek gerekirse, Sporx bir içerik sitesi, yayıncılık yapıyor hatta internet gazeteciliği de denebilir. Yeni
bir iş değil ama dijital ortamda olması yeni şu anki büyük rakipleri; fotomaç, lig tv.
Maçkolik,
ajansspor ise internetteki rakipleri arasında yer alıyor.
2005 yılından beri yayında futbol ağırlıklı spor içeriği ve uygulamaları üretiyorlar. Son 3
– 4 yıldır sürekli çalışan bir içerik ekibi var. (20 kişilik) Günde 100-150
haber üretiliyor.
İlk yıllarda diğer haber
kaynakları takip ediliyordu bugün artık diğer organlar sporx i kullanıyor. İnternet
şu anda artık birinci medya olmuş durumda. Şimdi ise telefona doğru kayılıyor
bu nedenle bu duruma adaptasyon sağlanmaya çalışılıyor.
Tecrübeli içerik ekibi ve
sürekli güncellene içeriği ile spor konusundaki ilk kaynaklardan biri, aynı zamanda GSM
operatörlerinin spor içerik ve hizmet sağlayıcısı konumunda.
Bugün itibariyle, Ayda 5
milyon unique visitor, 120 milyon sayfa gösterimi söz konusu.Gelirin %70-75 civarı
reklamlardan geliyor. Türkiye'deki son yıl rakamlarına göre reklam konusunda internet, TV ve gazeteden sonra 3. sıraya yükseldi.
Yaptıkları Diğer İşler;
Ana iş kendi mecralarını yönetmek ama onun dışında sporla ilgili bir çok hizmet veriliyor. Örneğin;
Ana iş kendi mecralarını yönetmek ama onun dışında sporla ilgili bir çok hizmet veriliyor. Örneğin;
- Sporla ilgili beş site var. sporxTV.com, karakartal.com, webaslan.com, superFB.com
Alexa TR: 52
Alexa Global: 3113, Bazı temalar internette
ve Türkiyede çok güçlü. İlk 100 de 5-6 tane spor sitesi olduğunu belirtiyor.
- Ülkede iki tane dergi var. Futbolextra bunlardan bir tanesi. Turkcell Dergilik ve Vodafone v-read de uygulamalar var.
- Sporun yanı sıra yeni internet yatırımları yapmaya çalışıyorlar. Otoroba.com ‘u destekliyorlar.
- Galatasaray Spor kulübü resmi internet siteleri altyapı sağlayıcısı ( Galatasaray.org)
- Turkcell spor içerik sağlayıcısı
- Avea spor içerik ve altyapı sağlayıcısı (Avea lig paketi ile en iyi mobil uygulama ödülü)
- Türk Telekom mobile Almanya spor içerik ve altyapı sağlayıcısı
- Sporx.com/adidas ile adidas Türkiye iş ortağı
- iPhone, Android, Nokia uygulamaları, mobil siteler, smarttv uygulamaları
İLKAN GÖKYILMAZ
1993 İEL ve 1998 Boğaziçi
Bilgisayar Mühendisliği mezunu
1998’de yazılım
mühendisliği projesi, BIGS group, web based e mail, Trekmail ( hotmailin
benzeri olan ilk iş)
1998’de aynı ekip ile ilk
işi tesadüfen almışlar.
1999’da ilk şirket 3
arkadaşla kuruluyor. BİMTEK
1998’deki ilk müşteri ile
daha sonra 2000’de bugünkü şirket kuruldu, Maksimum İletişim Hizmetleri A.Ş
2002’ye kadar IT ekibinin
başında, 2003’ten sonra genel müdür
2005 Haziranda
superspor.com kuruldu, 2007 martta sporx.com oldu.
GİRİŞİMCİLİK
Türkiye’de yaygın değil,
çevre ve aileler tarafından teşvik edilmiyor.
Başarı oranı %10, yeni
kurulan şirketlerin;
%35'i ilk 2 yılda
%35’i ilk 5 yılda
%20'si 5-10 yıl döneminde
kapanıyor.
Nedenler:
-Yönetim deneyiminin
sınırlılığı
-Başta finansman olmak
üzere kaynak kıtlığı ( şu anda internet işleri daha az sermaye gerektiriyor. )
Girişimcilik üzerine anlattığı notlar;
- Hiç canınız
sıkılmayacak
- 2 kat fazla
çalışacaksınız hem operasyon hem de işi geliştirmek
- Zor günler de
iyi günler de olacak
- Her konuda
commonsense e güvenin düşünün araştırın, öyle hareket edin ( hukuk, finans,
teknoloji, insan yönetim
- Kendinizi
günlük operasyondan soyutlayıp arada bir işinize uzaktan üstten bakın,
ekibinize işleri delege etmeyi öğrenin, gereğinden fazla mükemmeliyetçi
olmayın.
- İstikrar, disiplin,
çalışmak çok önemli (kötü fikir bile iyi yapılırsa iş yapar)
- Fokuslanmak
önemli, aynı anda birkaç iş yapamazsınız. Aynı anda iki projeyi ayağa kaldırmak
çok zor.
- Being first
is more important than being the best
- Kervan yolda
düzülür bazen doğru
- Başarı görece
kavram, kendinizle yarışın, her yıl kendinizi aşın
- Her şeyden
önce yapılan iş ve pazarın buna uygunluğu önemli
- Kendiniz
kullanmayacağınız beğenmediğiniz ürün ile çıkmayın
- Her şeye açık
olun, paralel iş yapmayı öğrenin
- İşe kapanıp
çalışmak vs Networking
- Ortaklık,
farklı kişilikler, farklı sorumluluklar
- Girişimci
olarak aynı zamanda lidersiniz unutmayın
o
Çalışma
isteği yaratın, korku değil saygı duyulun
o
Şirketinizin
insan kaynakları yöneticisi olarak psikologsunuz da
o
İşin başında
olun ama ortaklarınıza ve çalışanlarınıza güvenin
- Pazarlamaya,
networkinge önem verin, siz yapmayacaksanız yapan birini bulun.
- Farklı
uzmanlıkları olan ortaklar ile işe başlayabilirseniz bir adım önce başlarsınız
- Bankalardan
para almak kolay değil, dikkatli olun
- Nakit akışına
çok dikkat edin, büyüdükçe daha da dikkat edin
- En büyük
motivasyonunuz başarı ve istihdam yaratmak olsun
Sorulara verdiği yanıtlar;
1. Neden isim değişti?
Süper spor jenerik iki
kelime, tescil ettiremiyorsunuz. Kendilerine ait bir marka olması, kısa olması,
her şeyi yeni baştan kurma isteği sonucunda isim değiştirmeye karar verilmiş.
2. Şirket kurmadan önce çalışmak önemli mi?
Kurum kültürünün nasıl
olduğunu, büyük şirket kültürünü öğrenmek önemli, bu nedenle birkaç yıl çalışmış
olmayı tercih ederdi. O tarafı da görmek
büyük bir şans olurdu ve en başta yapılabilirdi.
3. Global bir şirket olma hedefiniz var mı?
Yapılan işin yerel olmasından dolayı, global bir şirket olma
hedefi yok. Öncelikle Türkiye'de daha
kuvvetli olmak gerekiyor. Almanyadaki Türklere özel bir sporx versiyonu yapılıyor.
İleride farklı bir site olacak. 5 – 6 ülkedeki spor siteleriyle görüşülüyor.
Yunanistan, Bulgaristan ve İngiltere'nin büyük spor siteleriyle görüşülüyor. Gazetecilikte
yerel markalar daha kuvvetli o nedenle başka ülkelerde zor.
4. Sitede satış yapmayı düşünüyor musunuz?
Spor malzemeleri satışı
yaptık, düşündük ve düşünüyoruz da hala. Fırsat sitelerinin en iyisini 2001 de
süperkupon olarak yapmışlar ama hiçbir zaman bugünkü gibi patlamadı. Printer
dan kupon basmak gerekiyordu ve belki de sebebi buydu. O iş iyi gitmeyince
kapanmış. Birkaç yıl kendi forma satışlarını ve beşiktaşın satışlarını
yapmışlar ama tutmamış o zamanlarda ama şu anda tekrar gündemde bir konu bu. En
büyük gelir reklam. Riski azaltmak için, gelirler farklılaştırmaya çalışılıyor.
5. Canlı maç yayınları yapılamıyor mu?
Bu boyutta her şey legal
olmak zorunda. Video fotoğraf gibi konularda ajanslarla çalışılıyor. Sadece
telif haklarına sahip oldukları şeyler yayınlanıyor. Bunun için bir miktar para
harcamak zorundalar.
Parayla bile Galatasaray
– Fenerbahçe maçını bile alamayız. ( digiturk bu konularda katı )
Saha içi görüntü hariç
her şey telifi alınarak yayınlanıyor.
6. Şu anda en büyük rakibiniz kim?
Her ay en büyük rakibimiz
değişiyor. Yazın transferler sebebiyle temmuz – ağustos aylarında top yapıyor,
reklam verenlere bunu da anlatmak zor. Rakamlar olarak en büyük rakip fanatik
denebilir.
Cansu Öcal
10 Nisan 2012 Salı
yemeksepeti.com
Yemek sepeti kurucularından Melih Ödemiş, Boğaziçi Bilgisayar mühendisliğinden mezun. Mezun olduktan sonra Citibank'ta hazine departmanında çalışmış ve bu sırada Boğaziçinde MBA ni yapmış. 2 ortakla birlikte yemek sepetini kurmuşlar.
Yemeksepeti.com kuruluş döneminde, TTNET in gerekli adımları adsl ile birlikte atmasının sonucunda internet Türkiyede giderek yaygınlaşarak bir hobi halini alıyor ve bu dönemde krizle birlikte internete yapılan tüm yatırımlar neredeyse 2 - 3 sene tamamen duruyor. Şu zamanın büyük internet girişimcileri aslında o günlerden çıkabilmiş girişimciler ve bu kişilerin çok net girişim hikayeleri var aslında.
Kendisinin bir yıllık kurumsal hayat tecrübesi var ve bunun o dönem için doğru bir karar olduğunu düşünüyor. Kendi işini kurmadan önce, profesyonel hayatı 2 - 3 sene tanımanın çok büyük faydası olacağını düşünüyor ve böylece işin nasıl yapıldığını yerinde öğreniyor. Bu noktada önemli olan tüm dünyayı görebilmiş olmak, eğer ki kendi işini kuramazsan nereye gideceğini nasıl bir ortamda çalışacağını bilmek ve buna hazırlıklı olmak önemli.
Öncesinde iş hayatında bulunmanın en büyük avantajlarından biri network oluşturabilmek.
Diğer bir yandan gelen bir soruya verdiği cevapla kendisiyle biraz çelişiyor. Günümüzdeki en önemli konulardan bir tanesi hiç şüphesiz ki hız, o yüzden iyi bir ekip, iyi bir fırsat ve iyi bir iş modeliyle okuldayken bile bu işe başlanabileceğini vurguluyor. Burda sorulması gereken sorular; yeterli misin? Fırsat var mı? Ekip gerçekten iyi bir ekip mi?
İyi bir ekip kurmanın zorluğundan bahsediyor çünkü kaliteli insanları girişimci olmaya ikna etmek zor eğer yapılarında yoksa. Profesyonel dünyadan çekip kopararak bazı insanları ekibe katmak gerekebiliyor.
yemeksepeti.com NE YAPAR?
E-commerce gibi görünse de satış yapılmadığı aslında için b2b + b2c = b2b2c iş modeli söz konusu. İnternet arzı ve talebi optimum trade yapısında ve şeffaf bir ortamda bir araya getiriyor.
Yıllarla birlikte tabi ki çok değişiklikler olmuş ancak iş modeli ilk yazılan haliyle % 90 oranında aynı kalmış.
2001 yılında 5 kişi günde 30 - 40 civari sipariş alan bir ekipken, 2004' te günde 1.000 siparişe çıkıyor. Her ay bir önceki aya göre sipariş sayısında büyüme var. O dönemde rekabet ve fırsat yok çünkü pazar çok küçük, bölüşecek bir şey yok. 2004 senesinde işler değişmeye başlıyor zaten ve bu büyüme fırsatını iyi değerlendirip doğru bir iş modelini kurdukları için buraya geldiklerini düşünüyor Melih Ödemiş.
2007 yılı sonunda şirket büyümeye devam ederken, sipariş sayısı 10.000'e çıkıyor. Pasif yatırımcı şeklinde % 20 yabancı ortak alınmış. 2010 yılında artık 12 ilde faaliyet gösteren, 100 kişinin üstünde bir ekip çalışıyor. Bugün ise, ortalama günlük sipariş sayısı 50.000 ve Türkiye dışında Rusyada ve Birleşik Arap Emirliklerinde bir buçuk senedir faaliyet gösteriyorlar.
Neden Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri?
Yaptıkları işin dinamiklerini Türkiyede öğrenmişler ve bu işin yüksek hacimli, düşük kar marjlı bir iş olduğunu düşünüyorlar. Pazar liderinin ise ciddi anlamda kar sağladığı bir sektör.
Yemeksepeti.com kuruluş döneminde, TTNET in gerekli adımları adsl ile birlikte atmasının sonucunda internet Türkiyede giderek yaygınlaşarak bir hobi halini alıyor ve bu dönemde krizle birlikte internete yapılan tüm yatırımlar neredeyse 2 - 3 sene tamamen duruyor. Şu zamanın büyük internet girişimcileri aslında o günlerden çıkabilmiş girişimciler ve bu kişilerin çok net girişim hikayeleri var aslında.
Kendisinin bir yıllık kurumsal hayat tecrübesi var ve bunun o dönem için doğru bir karar olduğunu düşünüyor. Kendi işini kurmadan önce, profesyonel hayatı 2 - 3 sene tanımanın çok büyük faydası olacağını düşünüyor ve böylece işin nasıl yapıldığını yerinde öğreniyor. Bu noktada önemli olan tüm dünyayı görebilmiş olmak, eğer ki kendi işini kuramazsan nereye gideceğini nasıl bir ortamda çalışacağını bilmek ve buna hazırlıklı olmak önemli.
Öncesinde iş hayatında bulunmanın en büyük avantajlarından biri network oluşturabilmek.
Diğer bir yandan gelen bir soruya verdiği cevapla kendisiyle biraz çelişiyor. Günümüzdeki en önemli konulardan bir tanesi hiç şüphesiz ki hız, o yüzden iyi bir ekip, iyi bir fırsat ve iyi bir iş modeliyle okuldayken bile bu işe başlanabileceğini vurguluyor. Burda sorulması gereken sorular; yeterli misin? Fırsat var mı? Ekip gerçekten iyi bir ekip mi?
İyi bir ekip kurmanın zorluğundan bahsediyor çünkü kaliteli insanları girişimci olmaya ikna etmek zor eğer yapılarında yoksa. Profesyonel dünyadan çekip kopararak bazı insanları ekibe katmak gerekebiliyor.
yemeksepeti.com NE YAPAR?
E-commerce gibi görünse de satış yapılmadığı aslında için b2b + b2c = b2b2c iş modeli söz konusu. İnternet arzı ve talebi optimum trade yapısında ve şeffaf bir ortamda bir araya getiriyor.
Yıllarla birlikte tabi ki çok değişiklikler olmuş ancak iş modeli ilk yazılan haliyle % 90 oranında aynı kalmış.
2001 yılında 5 kişi günde 30 - 40 civari sipariş alan bir ekipken, 2004' te günde 1.000 siparişe çıkıyor. Her ay bir önceki aya göre sipariş sayısında büyüme var. O dönemde rekabet ve fırsat yok çünkü pazar çok küçük, bölüşecek bir şey yok. 2004 senesinde işler değişmeye başlıyor zaten ve bu büyüme fırsatını iyi değerlendirip doğru bir iş modelini kurdukları için buraya geldiklerini düşünüyor Melih Ödemiş.
2007 yılı sonunda şirket büyümeye devam ederken, sipariş sayısı 10.000'e çıkıyor. Pasif yatırımcı şeklinde % 20 yabancı ortak alınmış. 2010 yılında artık 12 ilde faaliyet gösteren, 100 kişinin üstünde bir ekip çalışıyor. Bugün ise, ortalama günlük sipariş sayısı 50.000 ve Türkiye dışında Rusyada ve Birleşik Arap Emirliklerinde bir buçuk senedir faaliyet gösteriyorlar.
Neden Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri?
Yaptıkları işin dinamiklerini Türkiyede öğrenmişler ve bu işin yüksek hacimli, düşük kar marjlı bir iş olduğunu düşünüyorlar. Pazar liderinin ise ciddi anlamda kar sağladığı bir sektör.
Rusya ticaret anlamında
hızla büyüyen bir ülke ve yemeksepeti.com un başarılı olabilmesi için ülkede büyük şehirler olması çok
önemli oldukça önemli. Rusya ile ilgili tek sorunu iklim. Araba kullanmak zorunda
kalıyorlar bunun yanı sıra Moskova da inanılmaz bir trafik sorunu var bu nedenle restoranlar oldukça zorlanıyorlar çünkü çok daha maliyetli.
Birleşik arap emirliklerinde ise Dubai bölgesi nüfusun tamamına hitap
edebildikleri bir bölge aynı zamanda dil konusunda hiç bir sorun yok.
BÜYÜME HİKAYESİ
Bir girişimin büyüme hikayesini doğuma oldukça benzetiyor.
3 yıl ( emekleme – konuşma – yürüme)
Yola çıktığınızda sürekli
düşüp kalkmaya devam etmek lazım, iş batabilir bu noktada her şey olabilir ama siz ekosistemi öğrenirsiniz.
Dokunarak konuşarak ilk 3 senede öğrenirsiniz önemli olan korunaklı olması ki bu iyi bir ekibi temsil ediyor. Düşman yani rakip çok yok.
6 yıl (taktik – değişim – yardımlaşma)
Ekip ortaya çıkıyor.
Başta 2 - 3 kişi varken ekip 20 kişi olmuş. Başka insanları da yönetmek
zorunda kalıyorsunuz. O ilk 20 - 30 kişinin çok
önemli olduğunu bütün girişimcilerden duyabilirsiniz.
Belli bir noktadan sonra
liderlik halinin ortaya çıkması lazım. Çalışanları etkileyerek peşinizden
sürükleyebilirsiniz. Büyük firmalarla en büyük fark çalışanı motive etme
noktasında.
Takım kurmak ve delege etmek
lazım.
Belli bir noktadan sonra
şirket kendi kendini devam ettiriyor olmalı eğer bu sağlanmışsa başarılı olunmuş demek.
10 yıl ( strateji, yönetim, hedefler, sağlıklı
büyüme )
Network, çalışanlar ,
stakeholders ( işinizin ve sizin etrafınızda olan herkes ) sizin
ekosisteminizde bulunan herkes.
İnovasyon ve sağlıklı büyüme
en iyi şekilde girişimci halindeyken yapılıyor.
Doğru yönetim gerekli; para, risk, insan, rekabet, ortam, beklenti, kriz, ortak, hukuk gibi konuların yönetimi
Sabır 3 blokta da ortak olan tek şey aslında.
İŞ MODELİ
Paket servis
yapan restoranlarla sipariş veren müşterileri bir araya getirmek ve komisyondan
para kazanmak. Bu hiç değişmedi.
En büyük avantajları, komisyon dışı gelirler.. İş ortaklarından gelenler. Reklam dışında farklı bir
pazarlama gelirleri var.
Tek bir restorandan belli bir komisyon oranı alınıyor, büyük markalardan tabi ki daha az.. Komisyon oranı şube sayısına da bağlı.
Flat bir komisyon oranı var.
2001 Ocak ayında 26 restoranla
işe başlamışlar bunların hepsi tekil restoranlar. Giriş parası talep edilmiyor. Tanıtım şu şekilde; "Menünüzü bize verin, online olarak yayınlayacağız ve sizden para istemiyoruz. 30 gün boyunca paranızı topladıktan sonra onun üstünden ücreti ödüyorsunuz."
Dönüm noktası büyük
zincirlerin katılmasıyla oldu. Bunların arasında en son katılan marka Burger King.
En büyük risklerden biri tahsilat riski.
Böyle bir durumda ise, şirketin en büyük kaybı sadece bir aylık siparişler oluyor.
Şu anda yemek sepetinde
6.000 restoran var. En az bu kadar restoran sistemden çıkmış şu zamana kadar yani restoranlar için
turn over oldukça yüksek.
ANA KURAL:
Restoranın paket servis fiyatıyla yemeksepetindeki fiyat aynı olmak zorunda. Fark koyamaz.
Koyarsa restoran sistemden çıkarılıyor. Çalışanlardan biri 3. Kişi gibi
arayıp her zaman fiyat kontrolleri yapıyor, bu şekilde bunun önüne geçiliyor.
Her restoran yerinde
gidip görülerek üye yapılıyor, telefonla değil. Satış ekibi bire bir gidip
restoranı inceliyor. Belli kriterler var, örneğin en önemli gösterge, çevrede kullanan insanların varlığı. Sipariş alınmaya başladığı andan itibaren her şey kontrol altında. Müşteri memnuniyeti ve sipariş hızı bunlar en büyük kontroller. Eğer bir restoran 5 puanın altına düşmüşse çok
ciddi sinyal, uyarı veriliyor ya da sistemden çıkarılıyor.
Çağrı merkezinde 80'e yakın kişi çalışıyor ve operasyon
merkezi gibi çalışıyorlar.
Sipariş miktarındaki artışı direkt olarak şikayet miktarındaki artışla doğru orantılı. En başta sadece telefonla
çağrı alınıyordu dolayısıyla bu konunun yetersizliğiyle Türkiye'de pek olmayan canlı yardım hikayesi başladı. Bir agent aynı anda 6 kişi ile
konuşabiliyor bu sayede.
En kötü yönlerinden biri
“kullanıcı çok sabırsız”. Ayda aşağı yukarı 1bucuk milyona yakın sipariş.
Siparişin %10 unu geçen oranla iletişime geçiyoruz.
Fırsat satın alma siteleri çok trend ama fırsat modeli
sürdürülebilir bir model değil. Kısır döngü yaratıyorsunuz. Müşteri sürekli
fırsat kollamaya başlıyor.
Joker kullanıcıya özel anlık indirim fırsatı modeli. Jokerleri restoran belirliyor.
Kriterleri sağlayan müşterilere size joker çıktı, bu restorandan alırsanız size
indirim var diye bir duyuru gönderiliyor. Restoranı beğendiyse sadık bir kullanıcı haline gelmesi lazım müşterinin.
Yaratıcı kampanya
modellerine yeni girmeye başlamışlar. Kişiye özel komunikasyonlar için çalışmalar
devam ediyor.
Kuruluş yıllarınızda
doğru yerde olmayı nasıl başardınız? Tanınmayı nasıl başardınız?
Pazarlama yokmuş ilk yıllarda. TV ye
reklam vermek bir internet sitesinin bütçesi için uygun değil. Kriz olduğu için de zaten o dönem imkansızmış. Tamamen word of mouth kullandıklarını söylüyor Melih Ödemiş. İnternette daha iyi bir model yok,
sosyal medya da bu şekilde ilerliyor. Word of mouth çok daha hızlı şekilde
çalışıyor. Dikkat edilmesi gereken; "İşimizi çok iyi yapalım. Müşteri memnuniyetini çok iyi şekilde
yaratalım." PR çok işe yaramış, her zaman reklama değil PR a bütçe ayırmışlar ve her
zaman basınının ilgisini çekmiş. Ama pazarlama olarak hala bile büyük bir
bütçeleri bulunmuyor.
Break even noktası yaklaşık 1.500'lü siparişlerde geldi.
Temel olarak gideriniz neydi: Neden 1500 sipariş?
Toplam nüfus 200 çalışana yakın ve sadece call
center da 80 kişi var. Restoranı arayabilirsiniz değil strateji. Arada yemeksepeti.com olucak, bu karı oldukça küçülten ancak sadakati arttıran bir seçenek. Maliyetleri arttırdı ama müşteri
güveni tam anlamıyla sağlanmış oldu.
Girişimci olabilmek adına
şu anda destek çok daha fazla ama orantılı şekilde rekabet de çok fazla.
Yapamayacağınızı ve işin yolunda gitmediğini anladığınız anda bırakmanız
gerektiğini vurgulayarak söylüyor.
Bu noktada karar tabi ki bizlerin ama riski ne ölçüde almamız gerektiği tartışmaya oldukça açık....
Cansu Öcal
27 Mart 2012 Salı
Oyuncakdenizi.com / bendeistiyorum.com
Oyuncakdenizi.com - Serkan Hondur
Bendeistiyorum.com / indirdik.com - Mustafa Acet
Geçen hafta e pazarlama dersimize gelen konuk konuşmacılar arasındaydılar.
Oyuncakdenizi.com un sahibi Serkan Hondur İTÜ jeoloji mühendisliğinden mezun, anlaşamadığı ilk ortağından ayrılıp bir süre işsiz kalmasıyla birlikte ortak arkadaşıyla iş kurmaya karar vermiş ve böylece oyuncakdenizi.com ortaya çıkmış. Şu anki durumuyla 4 çalışan sayısına ulaşan şirket, internet üzerinden oyuncak satışı yapıyor. Rakiplerinden ayrılan en büyük özelliklerinin anında kargolama olduğunu bugün kendilerinden başka kimsenin bunu yapmadığını belirtti. İkinci olarak da siteye ürün koyarken fotoğrafların kaliteli olması için çok uğraştıklarını anlattı. Bu da onları rakiplerinden ayıran özelliklerden bir tanesi. Oyuncak satışının internet üstünde çok da yaygın olmadığından büyük bir rakipleri de olmadığını söyledi. Ancak konuşmasında en çok dikkatimi çeken, kendimi oranın müdürü olarak görmemeye özen gösteriyorum cümlesiydi sanırım. Küçük girişimlerde herkes her işi yapabilmeli, bunu yapamayan biri olduğunda kendisini bizden ayrı görüyordur dedi ve bunun bir örneğini yaşadıklarını birini işten çıkardığını anlattı.
Ofisleri şehir merkezinden çok uzak, tedarikçilerine oldukça yakın, bu şekilde kontrol etmenin daha kolay olduğunu anlattı.
indirdik.com un kurucusu Mustafa Acet ise daha uzun zamandır bu işi yapıyor. Karmaşık ve bitmemiş bir eğitim hayatının sonrasında İstanbul'a gelerek bir şekilde ailesine de başta farklı açıklamalar yaparak cesaretli davranmış ve bu işi kurmuş. 30 a yakın çalışan söz konusu şu anda şirkette.
indirdik.com her gün şok fiyatla tek ürün satıyor. Her türlü ürün olabilir, sitenin bence en önemli özelliği müşteri; ihtiyacı olduğu için değil sitede hangi ürün olduğunu merak ettiği için siteye giriyor ve o fiyatta o ürünü gördüğü için satın alıyor, bunu müşteriye yaptırabiliyor olmanın çok kolay olmadığını düşünüyorum.
Bu durumun en kötü tarafı, bence işin daha da büyüdüğü dönemlerde branding i sağlamak olucak.
Stok tutmadığını tedarikçideki tüm ürünü zaten kapattıklarını ve ucuz ürünün kalitesiz demek olmadığını uzun uzun anlattı.
Genel olarak konuşmalardan aklımda kalanlar bunlar olsa da benim için en önemli parçalar;
Az bir sermayeyle şirketi kurduktan sonra işi öğrenmek, ve düzgün bir büyüme gösterirken her şeyin oturuyor olması... Kendi fikrim girişimci olmanın riskli bir iş olduğu ve bu konuşmalardan anladığım en önemli şey, uzun, etkili ve hatta çok detaylı planlar yapılsa bile işin, işi yaparken öğrenildiği..
O yüzden belki de risk almak gerek
Cansu Öcal
Bendeistiyorum.com / indirdik.com - Mustafa Acet
Geçen hafta e pazarlama dersimize gelen konuk konuşmacılar arasındaydılar.
Oyuncakdenizi.com un sahibi Serkan Hondur İTÜ jeoloji mühendisliğinden mezun, anlaşamadığı ilk ortağından ayrılıp bir süre işsiz kalmasıyla birlikte ortak arkadaşıyla iş kurmaya karar vermiş ve böylece oyuncakdenizi.com ortaya çıkmış. Şu anki durumuyla 4 çalışan sayısına ulaşan şirket, internet üzerinden oyuncak satışı yapıyor. Rakiplerinden ayrılan en büyük özelliklerinin anında kargolama olduğunu bugün kendilerinden başka kimsenin bunu yapmadığını belirtti. İkinci olarak da siteye ürün koyarken fotoğrafların kaliteli olması için çok uğraştıklarını anlattı. Bu da onları rakiplerinden ayıran özelliklerden bir tanesi. Oyuncak satışının internet üstünde çok da yaygın olmadığından büyük bir rakipleri de olmadığını söyledi. Ancak konuşmasında en çok dikkatimi çeken, kendimi oranın müdürü olarak görmemeye özen gösteriyorum cümlesiydi sanırım. Küçük girişimlerde herkes her işi yapabilmeli, bunu yapamayan biri olduğunda kendisini bizden ayrı görüyordur dedi ve bunun bir örneğini yaşadıklarını birini işten çıkardığını anlattı.
Ofisleri şehir merkezinden çok uzak, tedarikçilerine oldukça yakın, bu şekilde kontrol etmenin daha kolay olduğunu anlattı.
indirdik.com un kurucusu Mustafa Acet ise daha uzun zamandır bu işi yapıyor. Karmaşık ve bitmemiş bir eğitim hayatının sonrasında İstanbul'a gelerek bir şekilde ailesine de başta farklı açıklamalar yaparak cesaretli davranmış ve bu işi kurmuş. 30 a yakın çalışan söz konusu şu anda şirkette.
indirdik.com her gün şok fiyatla tek ürün satıyor. Her türlü ürün olabilir, sitenin bence en önemli özelliği müşteri; ihtiyacı olduğu için değil sitede hangi ürün olduğunu merak ettiği için siteye giriyor ve o fiyatta o ürünü gördüğü için satın alıyor, bunu müşteriye yaptırabiliyor olmanın çok kolay olmadığını düşünüyorum.
Bu durumun en kötü tarafı, bence işin daha da büyüdüğü dönemlerde branding i sağlamak olucak.
Stok tutmadığını tedarikçideki tüm ürünü zaten kapattıklarını ve ucuz ürünün kalitesiz demek olmadığını uzun uzun anlattı.
Genel olarak konuşmalardan aklımda kalanlar bunlar olsa da benim için en önemli parçalar;
Az bir sermayeyle şirketi kurduktan sonra işi öğrenmek, ve düzgün bir büyüme gösterirken her şeyin oturuyor olması... Kendi fikrim girişimci olmanın riskli bir iş olduğu ve bu konuşmalardan anladığım en önemli şey, uzun, etkili ve hatta çok detaylı planlar yapılsa bile işin, işi yaparken öğrenildiği..
O yüzden belki de risk almak gerek
Cansu Öcal
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)